Geçmez dediğimiz her sancı, bitmez dediğimiz her acı ve günler bitmedi mi? Bunlar da geçecek. Yine güzel günler göreceğiz. Tekrar çok sevip sevilecek ve tekrar üzüleceğiz.
Buradasınız biliyorum. Benim gibi hayattan bıkmış ama yaşama tutunmak için ufacık mutluluk arayan insanlar... Hayatın bize adil davranmadığını ama sahip olduğumuz berbat yaşamların bir gün kıymet bulacağını düşünen sevgili okurlarım.
Bugün bir film izledim. “Yalanın İcadı” isimli orta sınıf sürükleyiciliğe sahip bir filmdi. Hayattan güzel ayrıntıları gözler önüne serip beni biraz daha sorgulamaya itti. Yalan ölmekte olan ya da intiharın eşiğinde bulunan bir insana mutluluk verebilir mi sizce? Aslında yalanlara sığınarak mı tutunuyoruz hayata? Bu filmden sonra en basit yalanlardan biri olan “iyiyim” kelimesini ne kadar sık kullanır olduğumu farkettim. Aslında iyi değilim, iyi değiliz. İyi olmamız için bir sebep yok. Sevdiğim adam yanımda değil, ekonomik durumum berbat, ailem tam bir facia , depresyona sahibim, işimden memnun değilim ve bunun gibi bi çok klasik sorun beni yiyip bitirirken , her ne kadar bu sorunlarım için “klasik” kelimesini kullansam da aslında içinde bulunup bunları yaşarken benim için dünyanın en kötü tecrübeleri de olsa insanlar “Nasılsın?” diye sorduğunda b*k gibi bir halde olsam bile “iyiyim” demiyor muyum? Hepimiz yapmıyor muyuz?
En başta kendimize dürüst olamıyoruz. Keşke olabilsek. Belki mutluluk olduğun durumu kabullenmekten geçiyordur.
Yine parça parça ve anlamsız bir sırada yazdıysam affola... anksiyetem yüzünden kafamdaki düşünceleri bir sıraya koyamıyor ve karmaşıklaşıyorum. Ama benim gibi olan insanlar beni anlarlar diye çok dert etmiyorum.
Sevgiyle kalın.